Skolyozun en sık görülen formudur ve kalıtsal bir nedeni olabileceği düşünülmektedir. En sık olarak genç kızlarda, ergenlik çağının hızlı büyüme döneminde ortaya çıkar. Muayene sırasında, bir omuzun diğerinden daha yukarıda olduğunun farkedilmesi durumunda skolyoz olabileceği düşünülebilir.
Skolyoz açısı 30 dereceden az olan hastaların cerrahi tedavisine gerek yoktur, fakat 6 aylık aralarla izlenmesi gerekir.
40 derece veya üzerindeki skolyozlarda ameliyat ile düzeltme gerekir
Hastalığın seyri ve tedavinin nasıl bir sonuç vereceği, eğriliğin yerine ve miktarına bağlıdır. Eğrilik ne kadar fazla ise, büyüme durduktan sonra eğriliğin artma şansı da o kadar çoktur.
0-20 derece arası fizik tedavi
40 derece ve sonrası ameliyat önerilir.
Tedavi edilmeyen aşırı skolyozlar, azalan akciğer kapasitesine bağlı olarak kalp ve akciğer problemlerine, sırt ağrılarına, fiziksel bozukluklara, omurganın dejeneratif artritine ve siyatik'e neden olabilirler.??Eğriliğin kendisinin veya uygulanan tedavi yöntemlerinin, duygusal problemlere veya kendine güvenin azalmasına neden olabilir.
Skolyoz ameliyatlarında eğriliğe katılan omurlara vida ve çubuklardan oluşan implantlar yerleştirerek eğriliği düzeltmek, düzeltilmiş bölgedeki omurların birbirleri ile kaynaşması (füzyon) sağlanır.Günümüzde standartlaşmış olan girişim sırttan yapılan düzeltme işlemidir. Her bir omura pedikül adı verilen küçük bir kemik bloğun ortasından geçerek gönderilen titanyumdan yapılmış vida ile gerekli tutunma noktaları oluşturulur.Bu vidaların sıhhatli olarak yerleştirilmesinde cerrahi tecrübenin önemi büyüktür. Çünkü bu küçük kemik bloğunun civarında,omurilik,sinirler ,damarlar ve iç organlar gibi önemli anatomik yapılar bulunmaktadır.
Skolyoz ameliyatları; 8-10 saat süren, kanamalı geçebilen, uzun süre hastaların yoğun bakımda kalmalarını gerektiren ağır ameliyatlar olarak bilinirdi.Oysa günümüzde ise gelişen teknoloji sayesinde ameliyat süresi 2-3 saate inmiş ve sonuçları oldukça yüzgüldürücü olmuştur.