Bir çeşit tümör demektir. Bu tümörler iyi huylu tümörler olarak tanımlanırlar.
Büyüklüğü 10 mm’den küçük olan hipofiz adenomlarına mikroadenoma, 10 mm ve daha büyük olanlarına da makroadenoma denir.
Hipofiz adenomlarının yaptığı görme kusuru genellikle tek göz kapatıldığında bakılırken etrafın belli alanlarının görülmemesi şeklinde olur. Her iki göz açık olduğu zaman fark edilmeyebilir.
Evet, hiçbir belirtisi olmayan hipofiz adenomları olabilir.Bu tip adenomlar günümüzde en sık görülen hipofiz adenomlarını oluşturmaktadır. Bu tip adenomlar başka amaçlarla çekilen beyin MR ‘ı gibi filmlerde tesadüfi olarak saptanır. Adenomlar hormon yapan özellikte olmayabilir veya küçük olduklarından bası belirtileri oluşmamış olabilir.
Hipofiz adenomunda tedavi çeşitlidir. Adenomun bası bulgularına, hormon yapıp yapmamasına ve MR görüntüsüne göre tedavi değişir. Tedavi şekilleri olarak ameliyat gerekenler olduğu gibi ilaçla tedavi edilebilenler de oldukça büyük bir gurubu oluşturur. Hatta hiç tedavi gerektirmeden sadece izlenecek olan hipofiz adenomları da vardır.
Bu tür hipofiz adenomlarında tedavi her zaman cerrahidir bunun yanı sıra kalan ulaşılamayan kitleyi küçültmek için Radyoterapi uygulanır.
Primer tedavi dopamin antagonistleridir ( bromokriptin,kabergolin ). Bu verilen ajanlar (ilaçlar) çok büyük bir hasta grubunda prolaktin düzeylerini düşürür cinsel fonksiyonları düzeltir. Dopamin antagonistlerinin kullanılamayacağı çok yaşlı,kalp sorunları olan hastlarda cerrahi tedavi uygulanmalıdır.Ayrıca adenom göz sinirine bası uygulamaya başlamış ve medikal tedavi yetersiz kalmışsa yine cerrahi tedavi seçilmelidir.
Primer tedavi cerrahidir. Bu tedavi eğer etkili değil ve yetersiz ise okreotit ve bromokriptin tedavisi kullanılmalıdır. Bu tedavi tümör yapısını küçültmez, hormon düzeylerini baskılayıcı etki yaparlar.
Primer tedavi cerrahidir.
Özellikle ilaç tedavisi ile aşırı hormon yapımı baskılanamayan hipofiz adenomlarında ameliyat ile adenom alınmalıdır. Ayrıca çevre dokulara giderek yayılarak baskı oluşturan olgularda da ameliyat tercih edilmelidir.
Beynin alt kısmını ilgilendiren bir ameliyat olmasına karşın bir beyin ameliyatı sayılmaz. Çünkü burun kökünden burun sinüslerinden girilerek beyin tabanına yani hipofiz bölgesine ulaşılır. Beyin genellikle operasyon sırasında etkilenmez. Hastane yatış süresi operasyondan sonra genellikle birkaç gündür.
Ameliyat sonrası dokunun tekrar büyüme ihtimali vardır. Bu nedenle hastanın takibi sırasında yapılan diğer tedavilere rağmen tekrar eden adenomlarda yeni bir operasyon gerekebilir.
Hipofiz adenomlarında en sık süt hormonu fazlalığı görülür. Süt hormonu fazlalığına sebep olan hipofiz adenomlarında (prolaktinoma) tedavi genellikle ilaç tedavisidir. İlaç tedavisi ile hormon fazlalığı normale getirilebildiği gibi adenomun küçültülmesi de mümkündür. Diğer bazı hipofiz adenomlarında da ilaç tedavisi uygulanabilir. Hormon eksikliği olan hastaların eksik olan hormonu yerine koyma tedavileri mutlaka ömür boyu devam edilmesi gereken ilaç tedavileridir.
En sık görülen hipofiz adenomu olan prolaktinoma en sıklıkla üreme çağındaki kadınlarda görülür ve bütün hipofiz tümörlerinin yaklaşık %30-40’ını oluşturur. Bu tümör cinsel fonksiyonu kontrol eden bir hormon olan prolaktin salgılar. Bu aşırı prolaktin salgısı sonucunda kadınlarda aylık adet kanamalarının durması, ve/veya memelerde süt üretiminin başlaması(galoktere) görülebilir. Erkeklerde de 40-50 yaş civarında görülebilen bu tümörler bu grupta baş ağrısı, görme kaybı, iktidarsızlık veya cinsel isteksizlik gibi belirtilere neden olabilir.
Daha çok erkeklerde görülen büyüme hormonu salgılayan hipofiz tümörleri bütün hipofiz tümörlerinin yaklaşık olarak %20’sini oluştururlar. Genellikle makroadenoma olan bu tümörler çocuklar ya da adolesanlarda devleşmeye neden olurken, büyümesini tamamlamış olan erişkinlerde akromegali nedeni olabilirler. Akromegali ellerin, ayakların ve çenenin büyümesidir. Ayrıca aşırı büyüme hormonu salgılanması yüksek tansiyon, kalp hastalığı ve şeker hastalığını da ağırlaştırabilir.
ACTH salgılayan hipofiz adenomları kadınlarda daha sık görülür. ACTH hormonu böbrek üstü salgı bezlerini uyararak vücudun doğal steroidlerinin yani glukokortikoidlerin salınmasını sağlar. Glukokortikoidlerin aşırı salgılanması Cushing hastalığına neden olur. Bu hastalığın belirtileri kilo artışı, şeker hastalığı, adet düzeninde bozulma, vücutta aşırı kıllanma, cildin kolaylıkla morarması ve yüksek tansiyondur.
Bütün hipofiz adenomlarının yaklaşık olarak %25’ini oluşturan bu tümörler genellikle belirti vermeden büyük boyutlara kadar ulaşırlar. Bu büyüme, görme kaybı ve baş ağrısına neden olabilir. Tümörün yaptığı bası, hipofizden normalde salgılanan hormonların salgılanmasını da engelleyebilir. Bu da ilgisizlik, halsizlik, yorgunluk ve ciltte solukluk gibi belirtilere neden olabilir.
Tedaviye sonrası izlem için MR ve hormon testleri kullanılır. Bunlar tedavinin başarısının ve tümörün tekrarlayıp tekrarlamadığının izlenmesi için önemlidir.