Bel Fıtığı Ameliyatı İle İlgili Bilinmesi Gerekenler

Bel Fıtığı Ameliyatı İle İlgili Bilinmesi Gerekenler Nelerdir?

Bel bölgesinde 5 adet omurga bulunmaktadır. Bu omurgaların arasında da disk denilen yapılar vardır. Sağlıklı bir belin yapısı; omurga, omurgayı birbirine bağlayan eklemler, bağ yapıları, diskler, omurilik kesesi ve kasların anatomik birlikteliği şeklinde olmaktadır. Bu yapılarda meydana gelen bir yıpranma ya da bozulma, kişide bel ağrılarına neden olur. Belden bacaklara doğru yayılma gösteren bu şiddetli ağrıların kaynağı ise genelde bel fıtığıdır. Bel fıtığı disklerin jelimsi sıvılığının zaman içinde kaybolması ve bunun sonucunda yırtılan çeperden taşan diskin sinirlere baskı uygulaması ile oluşur. 

Bel ağrısı dünyada olduğu gibi ülkemizde de sık karşılaşılan bir sorundur. Genellikle yatakta dinlenerek ve / veya ilaç tedavisi ile bel fıtığı problemi çözülebilmektedir. Ağrının durumuna göre fizik tedavisi uygulamasına da başvurulabilir. Uygulanacak olan tedavinin seyri, hastanın öyküsü, muayene ve görüntüleme testlerinden elde edilen verilere göre belirlenmektedir. 

Bel fıtığının en yaygın belirtisi şiddetli ve uzun süreli ağrılardır. Bu ağrılar beraberinde hareket kısıtlığını da getirmektedir. Eğer hastanın ağrıları istirahatle, ilaç veya fizik tedavi ile geçmiyorsa; bu durumda bel fıtığı ameliyatı gerekmektedir. Böyle bir durumda ağrılar kişinin oturup kalkmasını uyumasını ve günlük işlerini yapmasını engelleyecek boyutlara ulaşır ve bel fıtığı ameliyatı zorunlu bir hal alır. Bu tip hastalarda son evre hastanın tuvaletini tutamama problemi yaşamasıdır. Durum ertelenemeyecek kadar ciddidir ve hasta acilen ameliyata alınmalıdır. Özetle; ameliyat, bel fıtığı nedeniyle yaşam kalitesi düşmüş olan hastalar için son derece doğru ve etkili bir çözümdür. 

Bazı hastalar bacak ve ayaklarında meydana gelen güç kayıpları ile doktora başvururlar. Böyle bir durumdaki hasta ne kadar erken ameliyat olursa ayak ve bacaklarının yeniden güç kazanma ihtimali de o kadar yükselmektedir. 

Bel fıtığı ameliyatı, bir hat boyunca bacağa uzanmakta olan siyatik siniri köküne baskı yapan ve bu nedenle de ağrıya sebebiyet veren fıtıklaşmış disk eklemi parçasını çıkartmak amacıyla gerçekleştirilir. Bu sayede sıkışmış olan sinir kökünün üzerinde baskı kalkmakta ve ağrı da ortadan kalkmaktadır. Doğru hastalara uygulandığı takdirde başarı oranı %90'dan yüksek bir operasyondur.

Bel fıtığı ameliyatı genel anestezi altında yapılır ancak bazı hastalara sadece bel bölgesinin ve daha alt kısımların uyuşturulduğu spinal ya da epidural anestezi de yapılabilmektedir.

Bel fıtığı ameliyatının ertelenmesi sinirlerde kalıcı hasarlara yol açabilir. Bu nedenle böyle bir durumun olup olmadığı yani sinirlerin ne durumda olduğu ameliyat öncesinde görüntüleme testleriyle incelenmelidir. 

İncelemeler , hastanın mevcut durumu ile ilgili cerraha çok ciddi bilgiler vermektedir. Böylece hem cerrah hem de hasta ameliyat ve sonrasındaki süreçte neyle karşılaşacaklarını ve ameliyattan ne ölçüde iyileşme sağlanabileceğini ön görebilirler. Ameliyat esnasında bir sinir hasarının meydana gelmesi riski düşüktür. 

Bel fıtığı ameliyatı açık diskektomi, mikrodiskektomi veya tam kapalı (endoskopik) diskektomi olmak üzere üç çeşitte uygulanabilmektedir.

 Açık distektomi genel anestezi altında gerçekleştirilmekte ve hasta yüzüstü pozisyonda yatarken uygulanmaktadır. İşlem ciltte açılan 2 - 4 cm'lik kesiden gerçekleştirilir. Omurganın arkasındaki kemik dokudan küçük bir pencere açılır ve altındaki bağ dokusuna ulaşılır. Bu bağ dokusu ya alınır ya da bağ dokusundan giriş yapılır ve sinire baskı uygulayan fıtık parçası görülerek çıkartılır.

Mikrodiskektomi, mikrocerrahi ile gerçekleşmekte olup, ameliyat yapılan alan 30 - 40 kat büyütülmektedir. Böylece cerrah, ince detay çalışabilmekte ve ayrıntılı görüntü alabildiği için; komşu doku ve sinirlere zarar vermeden ameliyatı tamamlayabilmektedir. Tecrübeli cerrahların uygulaması ile zaten riskleri az olan bel fıtığı ameliyatının riskleri bu yöntem ile daha da azalmıştır. Üstelik daha az doku tahribi olacağı için ameliyat sonrasında iyileşme süreci daha hızlı ve daha ağrısızdır. 

Tam kapalı (endoskopik) diskektomide ise, bel bölgesine arka taraftan veya arka yan taraftan girilmektedir.  Endoskopik girişimlerde, diğer ameliyat çeşitlerinden çok daha küçük bir cilt kesisi (0.6 cm kadar) açılmaktadır. Endoskopik ameliyatlarda özellikle son yıllarda önemli atılımlar gerçekleştirilmiştir.

Hastalar ameliyatın türüne göre ya aynı gün içinde taburcu edilmekte ya da bir gece hastanede kalmaktadırlar.

Bel fıtığı ameliyatından sonra dikkat edilmesi gereken hususlar aşağıdaki gibidir;

  • Hastanın bel fıtığı ameliyatından sonra evine döndüğü ilk üç günlük süreçte merdiven inip çıkması önerilmemektedir. Mecbur olan hastalar ise bir adımının yanına diğer adımını atarak çıkmalıdırlar. 
  • Hastaların yine iyileşme süreçlerinin ilk döneminde oturmalarında bir sakınca yoktur ancak; bel desteği mutlaka gerekmektedir.
  • Hastalar, ameliyattan hemen sonra ve hatta bundan sonraki hayatlarında bel sağlığı için uygun bir yatakta yatmalıdırlar. Koltuk ve kanepede yatmak bu tip hastalara kesinlikle önerilmemektedir.
  • Bir hafta içinde dışarı çıkarak yürüyüşlere başlanabilmektedir.
  • Masa başı işlerde çalışan hastalar 15 gün, daha ağır işlerde çalışan hastalar ise 1 veya 2 ay sonra işlerine dönebilirler.
  • Ameliyattan sonra bazı spor dallarından kaçınılmalıdır. Önerilen sporlar yürüyüş ve yüzmedir.
  • Kilo neden olduğu ağırlık ve baskıdan ötürü bel fıtığı riskini arttırmaktadır. Bu ameliyatı geçirmiş olan hastaların kilo alması önerilmez. Kilolu olan hastaların ise mümkünse ideal kilolarına inmeleri tercih edilir.
  • Ameliyattan 2 ay sonra doktorun önerdiği egzersizlere başlanmalıdır. Bu egzersizler esnasında başlarda ufak ağrılar hissedilebilir ancak; zaman içinde hareketleri ağrısız gerçekleştirmek mümkün olacaktır.

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Op. Dr. Umut YAKA

Beyin Ve Sinir Hastalıkları Uzmanı

1977 yılında Muğla'da doğdum.İlköğrenimimi Isparta’da tamamlayıp, 1994 yılında İstanbul Pertevniyal Lisesi’nden mezun oldum. İstanbul Tıp Fakültesi'ni 2000 yılında bitirdikten sonra, Nöroşirürji eğitimi ve uygulamalarının dünya tıbbı ile eşdeğer yürütüldüğü ve bünyesinde değerli hocaları barındıran İstanbul Tıp Fakültesi Nöröşirürji Kliniği'nde başladığım nöroşirürji eğitimimi 2009 yılında tamamladım. 2009 - 2011 tarihleri arasında mecburi hizmet görevini yapmak üzere görevlendirildiğim Mardin Nusaybin Devlet Hastanesinde Beyin ve Sinir Hastalıkları Cerrahisi Uzmanlığı ve başhekimlik görevini birlikte yürüttüm.

Devamını oku Blog İletişim